29 Eylül 2010 Çarşamba

belki sensiz O olursun.

Nefsinize dönmeyi ertelemeyin; onu muhasebe et­meyi tehir etmeyin. Âhiret başlamadan bu işi dünyada yapın, acele edin.
Peygamber (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurur: “Allah Teâlâ, dünyada kötülükten çekinen kulunu öbür âlemde hesaba çekmek istemez, hayâ eder.”
..

Peygamber (s.a.v) Efendimiz bunu şöyle anlattı: “Bir şeyi sevmen, seni kör ve sağır eder.”

Kalbini dünyadan soy, aç bırak, susuz bırak. Hak Teâlâ onu giy­dirir, yedirir ve içirir. İçini ve dışını O'na teslim et. Hiç düşünme, bu sayede belki sensiz O olursun. Her hâlinde bir işçi gibi çalış, efendi­ne uy. Ücret isteme. Dünya çalışma yeridir, âhiret ise ücret. İyilik ve hediyeler evi orasıdır. Bu hâller çok kere sâlih kullarda görülür. Onların dünyada çalışmayanı azdır. Âhiret başlamadan Hak Teâlâ onlara rahatı, iyiliği, merhameti icabı verir. İbadet olarak yalnız far­zı kıldırır, nafile ibadetleri onlardan alır. Farz ibadet hiç bir hâl ve makamda düşmez. Anlattığımız bu hâle eren pek azdır, azdan da az­dır.

Abdulkadir Geylani Hazretleri (r.a.)

ne zevk alsın, ne de bir şeye zevk versin.

Ev cemaat! Olmasını arzu ettiğiniz şey varsa şu olsun: Dış varlı­ğınız dünya kapısında kalsın, kalbiniz öbür âleme dönsün. İç âlemi­niz de Mevlâ kapısından ayrılmasın. Bu hâl, dış varlığınız kalbe uyun­caya, ve onun tattığını tadıncaya kadar devam etsin. Kalp, sır olsun, sırrın tattığını tatsın. Sırrınız da fena –yokluk- âlemine varsın, ne zevk alsın, ne de bir şeye zevk versin. Bu hâlde ölmüş olur. Sonra O'nun için dirilir, başkası için değil. Bu hâle eren sır, kimya olur. Bu kimyanın bir kuruşu bin altın yerine geçer. Bin altın demek bir benzetmedir. Aslında ona paha biçilemez; çünkü asıldır, küldür ve devamlıdır. Saadetler o kimseye olsun ki, sözümü anlar, iman eder, sözümle amel eder. Ve ihlâs sahibi olana saadetler olsun. Mübarek olsun o kimseye ki, doğru iş tutar, dolayısıyla yaptığı iş onu gayesi­ne ulaştırır.

Abdulkadir Geylani Hazretleri(r.a.)

“Nefsini ıslâha başla; o bitince diğerlerini!”

Peygamber (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurur: “Nefsini ıslâha başla; o bitince diğerlerini!” Yine buyurur: “Yakın kimseleri ihtiyaçtan inlerken yabancılara sadaka ver­mek yakışmaz.”

s.a.v.

28 Eylül 2010 Salı

"Şüphesizki Allah zerre kadar zulüm etmez"

Ebu said (r.a)dan rivayetle ; Resulullah s.a.v şöyle buyurmuştur :
"Kim kalbinde zerre kadar iman taşirsa muhakkakki cehennemden cıkarılır"

Ebu said, derki; "Bu konuda şüpheye düşen şu ayeti okusun"
- "Şüphesizki Allah zerre kadar zulüm etmez" Nisa(40)

s.a.v.

Miraç

"Aşk, güzellik padişahının damına çıkılacak bir merdivendir.

Sen gel de Miraç hikayesini aşığın yüzünden oku!"

Hz.Mevlana Celaleddin Rumi(k.s.)

27 Eylül 2010 Pazartesi

Nûrumuzu bizim için tamamla

"..yekûlûne rabbenâ etmim lenâ nûranâ vaġfir lenâ inneke ‘alâ kulli şey-in kadîr(un)."


Derler ki: “Ey Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter.”

Tahrim,8

Kerem sahipleri arkadaşlığı unutur mu!

Sadi Gülistan’ında der ki: “Bir tümseğin üzerinde otla bağlanmış birkaç demet taze gül gördüm. ‘Bu değersiz ot ne oluyor ki gül ile birlikte bulunuyor?’ dedim.

Ot ağladı ve şöyle dedi: ‘Sus! Kerem sahipleri arkadaşlığı unutur mu! Her ne kadar güzelliğim, rengim, kokum yoksa da nihayet ben de bu güllerin bittiği bahçenin otu değil miyim?’

25 Eylül 2010 Cumartesi

mürşid

"Allah(c.c.) bir kulu severse,sevdiğine gönderir,terbiye ettirir,azametine yakışacak şekilde ona edep ögrettirir ve nihayet onu sever.Sana müjdeler olsun.Seni bir mürşide gönderdiyse haberin olsun,Allah(c.c.) seni seviyor demektir."

[Şah-ı Nakşibend Hz.(ks) ]

tasavvuf musikisi

http://www.youtube.com/watch?v=bbA6uVJV6xU

http://www.youtube.com/watch?v=QDQ6nfWrNVY&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=XpLTczzzEeI

http://www.youtube.com/watch?v=fSSm7ovOEvg&feature=related

24 Eylül 2010 Cuma

yapayalnız

"Aşık kimsesiz, tek başına, yapayalnız kalsa da, o, yalnız değildir; sevgilisi ile gizlice, beraberdir! Çünkü o, nerede olursa olsun, gerçek sevgili olan Allah ile manen beraberdir! "

mevlana celaleddin rumi (k.s.)

22 Eylül 2010 Çarşamba

dünyaya önem veren

"Birinci derecede dünyaya önem veren kimsenin, Allah'dan hiç bir sey
beklemeye yüzü olmaz. Allah, dört hasleti onun kalbinden hiç çıkarmaz:
Kurtulusu olmayan bir endise. Hiç bos vakit bırakmayan kesintisiz bir
mesguliyet. Hiçbir zenginliğe varamayan fakirlik. Hedefine varması
imkansız bir ihtiras."

(s.a.v.)

yakîn hâsıl edenlerden olsun.

Böylece biz ibrâhîm’e göklerin ve yerin hükümranlığını gösteriyorduk ki
yakîn hâsıl edenlerden olsun.

{Enam 75}

..kalbimin, (gözümle görerek) yatısması için..

Resulullah (sav) buyurdular ki: “Hz. ibrahim (a.s.)’ in su sözleriyle ifade
ettiği süpheyi yasamaya biz ondan daha layıkız: “Ey Rabbim ölüleri nasıl
dirilteceğini bana göster” demis, (Allah: “Buna) inanmadın mı yoksa”
demis, o da: “inandım, fakat kalbimin, (gözümle görerek) yatısması için
(istedim, diye) söylemistir (Bakara, 260). Allah, Lut (a.s.)’ a rahmetini bol kılsın, aslında o çok muhkem bir kaleye sığınmıstı. Eğer, Hz. Yusuf (a.s.)’un kaldığı müddetçe hapiste ben kalsaydım, davete icabet ederdim.”

(s.a.v.)
{Ravi: Ebu Hüreyre}

doğru olma yönünden

“…ve de ki :
“Umarım ki Rabbim beni doğru olma yönünden
daha isabetli davranısa muvaffak kılar”
kehf 23,24

15 Eylül 2010 Çarşamba

faydasız suretten müstağni eyler..

"Mana odur ki seni senden alır,faydasız suretten müstağni eyler..Seni mana, kör ve sağır eder sanma... Surete âşık olman öyle eder! Körün kısmeti gam artıran hayaldir..Gözün de hissesi fani olan hayallerdir!"

Hz. Mevlana celaleddin Rumi(k.s.)

sefer

Kur an, O nu okuyanların kalbine daime sefer etmektedir.

Muhyiddin İbn Arabi (k.s)

Varlık aleminde Hakk nurunun zıddı yoktur ki açıkca görünebilsin.

Allah , bu zıddiyetle gönül hoşluğu meydana gelsin, her şey iyice anlaşılsın diye hastalığı ve kederi yarattı.

Şu halde gizli olan şeyler zıddıyla ortaya çıkar.Hakk ın zıddı olmadığından gizlidir.

Mesnevi I-1130

Varlık aleminde Hakk nurunun zıddı yoktur ki açıkca görünebilsin.

Hülasa gözlerimiz O nu idirak edemez; O bizi görür idrak eder.

Mesnevi I-1134

Mevlana Celaleddin Rumi (r.a.)

14 Eylül 2010 Salı

Yola düşen sâkilere mahrem oldum

Yola düşen sâkilere mahrem oldum

Kutsiyet âlemi sâkinlerine hemdem oldum

Bir kubbe gördüm altı cihet dışında

Toprak oldum ben o kubbeye, döşeme oldum

Kan oldum, Aşkın damarlarında aktım

Âşıkların gözlerinde nem oldum

Kâh İsa baştan başa dil kesildim

Kâh Meryem gibi susan bir gönül oldum

Hani bir şey kaybetmişti İsa ve Meryem

Bana inanırsanız eğer, o şey ben oldum

Ezeli aşkın neşterleri önünde

Yüzlerce kez yara oldum, hem merhem oldum

Her adımda Azrail'in yol arkadaşıydım

Cânım çıksın eğer ondan bir an korktumsa

Yüz yüze harbe girmiştim ölümle

Ölümün gözü önünde ben hürrem oldum

Varlık yükünü tamamen attım sırtımdan

Muhkem bastım ayağımı bekâ üzengisine

Belim çengi gibi büküldü gerçi amma

Benden dinle şimdi ölümsüzlük neyinin sadâsını

Eyy sevgili en büyük bayramım idin

O bayrama en büyük kurban oldum


Mevlana Celalleddin Rumi (ks)

11 Eylül 2010 Cumartesi

Sakın böyle bir hevese düşme!

" Allah'ın iradesi dışında, Ondan başka bir şey istemek, boş bir temennidir.. Akılsızlıktır. Sakın böyle bir hevese düşme! Telef olursun.. Helak olursun!.. Hakkın merhametinden uzak kalırsın.."

[Abdulkadir Geylani (r.a.)]

Hepsi bir an işidir

‎"...Yolculuk mecazîdir. Kalbin maddî yolu yok­tur. Yol tabiri, yolcuya anlatmak için kullanılır. Yoksa ne yol var, ne de yolculuk. Hepsi bir an işidir. Hakk'a varma arzusu akla ge­lince, yol görünmeden varılmış olur. Menzil alınır, yol katedilir. Ka­pı açılmadan eve girilir..."

Abdulkadir Geylani (r.a.)

bu dünyadan ötede başka bir dünya var.

"Muhakkak ki, bu dünyadan ötede başka bir dünya var. Onun da delili, nişanı şu ki; her gün dünyaya doğanlar ve yeni gelenler var, yine her gün bu dünyada yaşama nöbetini savmış, eskiyen, yıprananların da geçip gitmeleri var.Yeni bir gün, yeni bir gece yeniden yeniye bağlar, bahçeler, yeni yapılan evler insanları avlamak... için yeni ağlar, tuzaklar her an yepyeni bir düşünce, yepyeni bir dogum, yepyeni bir ölüm.Gözün gördüğü şu alemin ötesinde sonsuz bir alem olmasaydı yeniler nereden gelir, eskiler nereye giderdi?Dünya ırmağın suyu gibidir. Hep aynı gibi görünür. Fakat yeniden yeniye akar gider."

Mevlana Celaleddin Rumi(r.a.)

ledünnünden bir rahmet

‎"ya rabbenâ! Bizlere ledünnünden bir rahmet ihsan eyle ve bizim için işimizden bir muvaffakıyyet hazırla."


‎"rabbenâ âtinâ min ledunke rahmeten veheyyi/ lenâ min emrinâ raşedâ(n)"

Amin,
kehf,10

Hz. Ömer(R.A.)

“Çok gülenin, heybeti azalır. Çok şaka yapan, eğlenceye alınır. Bir şeyi çok yapan, onunla tanınır.Çok konuşan; çok yanılır, hataya düşer. Böyle kimsenin, hayâ'sı azalır. Hayâ'sı azalan; şüpheli şeylerden az kaçınır.Şüpheli seylerden az kaçınanın, kalbi ölür.”

Hz. Ömer(R.A.)

Amiin..

Lûtufları ve ihsanları ile bizleri murada erdiren Allah’ım!

Sen dururken, başkasını yâd etmek, ondan yardım istemek doğru olmaz. İlâhi, ezelde bize bağışladığın bir damlacık bilgiyi, kendi deryalarına ulaştır. Sen, bu bilgiyi, nefsânî isteklerden,topraktan yaratılmış olan şu tenin süflî arzularından kurtar. Allah’ım, bu topraklar, o bilgi damlasını örtmeden, şu rüzgârlar kurutmadan onu koru.

Amin

Mevlana Celaleddin Rumi(k.s.)

7 Eylül 2010 Salı

Her şeyden Allah’a kaç!

“İşin hakkında hiçbir şey seçme! Seçmemiş olmayı seç! Bu seçmemiş olmayı seçmekten de kaç, o kaçışından da! Her şeyden Allah’a kaç!”

Şeyh Ebu’l-Hasen eş-Şazili

O dostumuz, O efendimiz..

"O dostumuz, O efendimiz, lûtfeder, kerem buyurursa, bizi affeder. Nasıl önceden yarattıysa, yine yaratır, bizi tekrar diriltir."

Hz. Mevlâna Celâleddin-i Rûmi (k.s.)

6 Eylül 2010 Pazartesi

“Ben günlerimin iyilik veya kötülük içinde geçmesini merak etmem. Çünkü bilmem hayır hangisindedir.”

Hz. Ömer’den (R.A) naklen şöyle rivayet edilir:

- “Ben günlerimin iyilik veya kötülük içinde geçmesini merak etmem. Çünkü bilmem hayır hangisindedir.”

5 Eylül 2010 Pazar

Hz.Ali (r.a.)

"Allah'a andolsun, deve dikenlerinin üzerinde gecelemem ve elim kolum baglanarak zincirlerle sürüklenmem; kiyamet günü kullarindan bazilarina zulmetmis ve dünya malindan bir kirinti bile olsa gasp etmis olarak Allah'a ve Resülune kavusmamdan daha sevimlidir bana."

Hz. Ali(r.a.)

Allah'ım, bize bilgiyi ve ihlâsı nasib eyle. Âmin!

Ey cahil! İşlerini bilgi ile yürüt. Bilgisiz işte hayır yoktur. Bilgi­nin olmadığı yerde ne iman, ne de ikan olur. Öğren ve çalış. Bunu yaparsan, dünya ve âhiretin kurtulmuş olur. İlim tahsil edip amel et­meye dayanmayacak kadar sabrın yoksa nasıl kurtulabilirsin? Sa­bırlı ve anlayışlı ol. İlmin hepsini birden kavraman kabil değildir. Bütün varlığını ilim yoluna harcarsan ancak bir parça öğrenebilir­sin.

Büyüklerden birine ilmi nasıl tahsil ettiği ve tahsil yolunu nasıl bulduğu soruldu. Cevap verdi: “Kuşların erken kalkması, devenin tahammülü, domuzun hır­sı, köpeğin yaltaklanması üzerimde derin tesirler yaptı. Onları gör­düm, bir hayvan oldukları hâlde yaptıkları işe baktım. Ben de insa­nım, onların hareketinden ibret aldım. Kuş gibi erken kalktım. İl­min bütün ağırlığını çektim. İlme karşı bir ihtiras duydum. İlim sa­hiplerinin kapısında günlerce yalvardım.”

Ey ilim talep eden, işit bu sözleri. O büyük zâtın kelâmını iyi dinle. Bilgi ve kurtuluş istiyorsan böyle yap. İlim hayat, ilimsizlik ölümdür. İlmi ile âmil olana ve bilgiyi öğretmek için sabredene ölüm yoktur; maneviyatı ölmez. Hak Teâlâ'nın ilim sıfatına iltihak eyler. Hayatı onunla devam eder.

Allah'ım, bize bilgiyi ve ihlâsı nasib eyle. Âmin!

Abdulkadir Geylani Efendimiz(r.a.)

Tevhid Hali

Tevhid hâli kalbe yerleşirse dıştan yapılan işler sahih olur. Tevhid hâli, içi ve dışı eşit eyler. Zenginliği ve fakirliği aynı kalır. Hal­kın gelişini ve gidişini bir gösterir. Övmelerini ve kötülemelerini aynı yapar. Neden halkın övmesini ve kötülemesini kalbinden atmayasın ki, yaptığın büyük kârla kalbin onları sevmez. Sen onları atmak istemesen bile kalp kötü şeyleri sezer, dışa atar. Kalbin Aziz ve Celil olan Allah'la olur. O'nun zikri ve O'nun şevki kalbine yerleşir. İşte bundan sonra orası Hakk'ın saltanat yeri olur.

Dediklerimizi yap; seven olursun, hakikî sevilen olursun, öğre­ten, bilgin, iyi bir hâkim, yakınlık içinde bir yakın bulan ve edepli bir edip olursun. Halktan gına duyarsın; onlara karşı kalbinde yeterlik duygusu bulunur.

Abdulkadir Geylani Hazretleri (r.a.)

hakikatte dille kal­bin, bir farkı yoktur.

Kalpten duyulan sıkın­tı ile dilden duyulan sıkıntının bir farkı yoktur. Dilden çıkması ayıp olan hata, kalpten de çıkmamalıdır. Bana göre, hakikatte dille kal­bin, bir farkı yoktur.

Abdulkadir Geylani Hazretleri (r.a.)

3 Eylül 2010 Cuma

İlim tahsili

İlim tahsili içinde iken ölen kimseye, Allah kabrinde iki melek memur
eder; onlar taa kıyamet gününe kadar marifet ilmini öğretirler.. O kimse kabrinden kalkarken; âlim, ârif olarak kalkar.

s.a.v