5 Ekim 2013 Cumartesi

" Allah'ım ! Kime beddua edersem, bedduamı onun adına rahmet ve rıza vesilesi yap. "

Hz. Peygamber yaralandığında şöyle dua etmekteydi :
" Allah'ım ! Kavmime hidayet et, onlar bilmiyor. "
Böylece Hz. Peygamber insanlar için Rabbine mazeret sunuyordu. O bir beşer olduğunu ve beşeriyet hükümlerinin bazen kendisine baskın geldiğini bildiği için de Rabbine şöyle dua ederdi :
" Allah'ım ! Bir insan olduğumu bilirsin, bir insan gibi razı olur, bir insan gibi öfkelenirim " Yani kendim için kızar, razı olurum.
" Allah'ım ! Kime beddua edersem, bedduamı onun adına rahmet ve rıza vesilesi yap. "

Fütuhat , c13,s91 - Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)

4 Ekim 2013 Cuma

Böylelikle beden ruhun gelişiyle canlanır.

Bilmelisin kİ, Allah insan ruhunu var ettiğinde, onu doğal ve duyusal bir suretin yöneticisi olaraK var etmiştir. Dünyada, ahirette, berzahta ve her nerede olursa olsun, durum böyledir. Bu bağlamda ruhun kendisini giymiş olduğu ilk suret, Hakkın üzerindeki rabliğini kabul etmek üzere kendisinden söz alınırken giymiş olduğu suret idi. Sonra bu suretten (ayrılarak) dünyadaki cisimsel surete intikal etmiş, onun içinde annesinin karnında bedeninin yaratılmasının dördüncü ayından itibaren ölüm vaktine kadar hapsedilmiş olarak kalır. Öldüğünde ise, bu kez ölüm anından sorgu anına kadar kendisinde kalacağı başka bir surette geçer. Sorgu vakti geldiğinde ise, bu kez o suretten de (daha önce) ölümle nitelenmiş bedenine geçer. Böylelikle beden ruhun gelişiyle canlanır. İnsanların kulakları ve gözleri, bu ruh ile bedenin canlanmasını idrakten engellenmiştir. Allah teala'nın bu hali keşfettirdiği insan ve cinler arasından nebi ve veli gibi seçkinler bunun istisnasıdır. Diğer hayvanlar ise, onun canlılığını ve içinde bulunduğu durumu gözleriyle görürler. Sorgudan sonra ise, bu kez berzahta başka bir surette haşredilir ve o surette tutulur.

Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)
Fütuhat-ı Mekkiyye c10,s161