2 Eylül 2011 Cuma

Hak, kuluna Yaratanın mertebesinden geride kalmasını zorunlu kılmıştır.

Her durumda Hak, kuluna Yaratanın mertebesinden geride kalmasını zorunlu kılmıştır. Nitekim Hak bizim O' nu bilmemizi kendimizi bilmemizden sonra getirmiştir. Başka bir ifadeyle Allah hakkındaki hadis bilgi, varlık bakımından bizim hakkımızdaki hadis bilgiden sonra gelir. Allah alemdeki eşya arasına da bir derecelenme yerleştirdi ki, ' zevk ' yoluyla kendimizden derecelenmeyi öğrenelim. Buradan Hakkın bizden olan üstünlüğünü öğrendik. Bununla birlikte Hakkı bilmemiz kendi hakkımızdaki bilgiden sonra gelir.

Böylece kendimizi bilmemizin gayesinin Allah'ı bilmemiz olduğunu anladık ve O' nun tarafından talep edildiğimizi öğrendik ; yoksa kendimiz ve varlığımız nedeniyle talep edilmedik. Çünkü delil, kendisi için değil, medlul için talep edilir ve bu nedenle de ikisi bir araya gelmediği gibi yaratıklar ve Hak da kesinlikle herhangi bir yönden bir araya gelmez :

Kul kendisi nedeniyle kul iken , Rab kendisi nedeniyle Rab ' dir. Kulluk ancak kendisini bilen adına sahih olabilir. O kişi kullukta Rablıktan herhangi bir şey bulunmadığını da öğrenir. Rablık da kendisini bilen adına sahih olabilir ve bilir ki Rablıkta kulluktan bir şey yoktur.

Fütuhat , c13,s204 - Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)