12 Kasım 2011 Cumartesi

Hekimler bir an şu derdi tatsalardı bağlarından boşanırlardı, kitaplarını yırtarlardı.

Ne olurdu a yiğit, sen de benim gibi âşık olsaydın. Bütün gününü çılgınlıkla, bütün geceni ağlayışla geçirseydin.

İki gözünden bir an bile hayali gitmeseydi sevgilinin; iki göze de iki yüz nur erişir o yüzden, yüzlerce nura kavuşur gözler o ışıktan.
...
Ne olurdu eşlerden, dostlardan kesilseydin, iki dünyadan da el yusaydın da kendimden bile sıyrıldım, çıktım, sana bir uğurdan teslim oldum deseydin.

Şu halkla konuşursam, şunlarla kaynaşmaya çalışırsam suyum sanki, onlarsa yağ; dış yüzden beraberim, bir aradayım onlarla, fakat iç yüzden ayrıyım onlardan.

Heveslerden geçseydin, deli divane olsaydın, bağlansaydın; fakat mizacın karışmasından, kanın oynamasından meydana gelen, hekim tarafından ilaçlarla tedavi edilen delilik değil.

Hekimler bir an şu derdi tatsalardı bağlarından boşanırlardı, kitaplarını yırtarlardı.

Hele şunların hepsinden geç de şeker madenini ara, iste; bul o şeker madenini de sütün, fasülyenin içinde eriyip mahvoluşu gibi sende şekere gark ol, eri, geç kendinden.

♥ HZ.MEVLÂNÂ (K.S) ♥ - DİVAN-I KEBİR