25 Mayıs 2011 Çarşamba

Kuran, sırf Zattır. O Zatın ahadiyeti de haktır, farzdır.Kuran, Zattan ibarettir.

Ümmül Kitabın temeli,

ilahi zatta sıfatların meydana geldiği bir noktadır. O, hokkadaki mürekkep
gibidir. Harfler o mürekkepten, düzenleniş sırasına göre ortaya çıkarlar.
Harfler ne zaman birleşirse, kelimeler olur. işte o kelimeler, yaratıkların
aynıdır. Ümmül Kitab (Kitabın anası), zatın aslından ibarettir. Bazı yönlerden ona, haki
katlerinmahiyetleri de denir. Kitab, mutlak varlıktan ibarettir; onda yokluk
yoktur. Mahiyetin aslı, Ümmül Kitabdır. Çünkü varlık, onda yoğunlaşmıştır;
tıpkı harflerin, şişe içindeki mürekkebe yoğunlaşmış olduğu gibi. Fakat o
mürekkebe hiç bir şekilde, harflere ait isimler verilemez, işte mahiyetin özü
de buna benzer. Ona, varlık veya yokluk ismi verilemez.
Şimdi eğer sen, Kitabın mutlak varlık olduğunu bilirsen, şunu da
anlarsın ki, kendisine varlık ya da yokluk denilemeyen hüküm de, Ümmül
Kitabdır. Ona hakikatlerin mahiyeti de denir. Sanki Kitab, ondan doğmuştur.

Kuran,
sırf zattır. O zatın ahadiyeti de haktır, farzdır.Kuran, zattan ibarettir. Öyle
bir zat ki, tüm sıfatlar onda erimiş, kaybolmuştur. O ayrıca, Ahadiyet (teklik)
adını alan bir tecellidir.

Cenabı Hak, Kuranı Peygamber Efendimize, bu anlama göre indirmiştir: Ta ki onun kainattaki
müşahede (gözlem) makamı, ahadiyet olsun. Burada indirmek, yani inzal, şu demektir:
Azametin yüce doruğundaki Ahada ait gerçekler, bütün kemaliyle Resulullahın
bedeninde zuhur etmiştir. Bu nedenle hadisi şerifte, “Kuran bana tümden, bir
defada indirildi” buyurulmuştur.

Yani Allahın Resulü, gerek zatı, gerek cismi ve gerekse bütünlüğü olarak, Kuranın
tümü ile tahakkuk etmiş, gerçeklenmiştir. Bu açıdan bakılınca, Kuranı Kerim
diye anlatılan, biz zat Resulullah Efendimizdir. Çünkü o, bütünü ile ona ihsan
edildi. Kuranı Hakim ise şu demektir: İlahi gerçeklerin peyderpey inerek, kulu,
onlarla zatta tahakkuka doğru yükseltmesi. Çünkü bir kulun bir anda
hakikatlerin tümü ile gerçeklenmesi, mümkün değildir. “Biz onu (Kuranı)
peyderpey indirdik” (Isra, 17:106) ayeti kerimesi, buna işaret eder.

Furkan, isim ve sıfatların gerçeğinden ibarettir. Allahın zatı Kuran, sıfatları ise
Furkandır.İsim ve sıfatların hepsi, eşit dereceli değildir. Nitekim “Rahmetim,
gazabımı geçti” kudsi hadisinde buna işaret buyurulmuştur. Bu duruma göre Allah
ismi Rahman isminden, Rahman ismi Rab isminden, Rab ismi de Melik isminden daha
faziletli, erdemlidir.

Allah, ne kadar zıtlık varsa bunların hepsini sonsuza kadar içerir, ihtiva eder. Cenabı Hak, bütün bunları zati etkisi ile toplayıcı, cem edicidir. Bu nedenledir ki imam Ebu Said Harraz, “Ben Allahı, iki zıddın arasını birleştirmekle buldum, bildim” demiştir(K.S)

Abdülkerim Cili Hazretleri (k.s.)