4 Nisan 2010 Pazar

hakikât ehlinin 'kısas'ı..

“Kısas…” adalet kanunlarından biridir ve yırtıcı, vahşi kuvvetin ortadan kaldırılması için farz kılınmıştır. Bu bakımdan, Allah’ın adaletinin gölgelerinden biridir. Yüce Allah kulu üzerinde, onu kendinde fani kılmak şeklinde tasarrufta bulunduğu zaman, ruhunun hürünün yerine, ondan daha hayırlı hibe edilmiş bir ruh, kalbinin kölesinin yerine hibe edilmiş bir kalp, nefsinin dişisinin yerine hibe edilmiş kâmil bir nefis verir. “Sizin için…” Allah’ın sizinle ilgili yukarıda sözü edildiği şekilde kısasta bulunmasında sizin için “hayat vardır.” büyük bir hayat vardır. Künhü nitelendirilemez bir ulu hayat vardır. “Ey akıl sahipleri!” vehim kabuklarından, ayni varlıkların ve cisimlerin bürüyücü etkisinden arınmış öz akıl sahipleri! Böyle bir kısasta sizin için hayat vardır. Ki bu kısası terk etmekten sakınasınız, onu koruyasınız.

...

Bil ki, hakikât ehlinin kısası yukarıda zikredildi. Onların vasiyeti ise, masivayı terk etmek suretiyle ezelde verilen sözü, ahdi tutmak, muhafaza etmektir. Nitekim, yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Bunu İbrahim de oğullarına vasiyet etti. Yakub da…” (Bakara, 132) Hakikât ehlinin orucu, Hak ile ve Hak için olmayan her sözü, her fiili, her hareketi ve her duruşu terk etmektir.

ibn arabi hazretleri (k.s.)
Tefsir-i Kebir