21 Şubat 2010 Pazar

Geylânî Hazretleri Vaaza Baslarken..

BİSMİHİ SUBHANEHU VAAZA BAŞLARKEN

Geylânî Hazretleri vaaza başlayacağı zaman, ağır ve mütevazi adımlarla ilerler, yerine vakur bir şekilde otururdu. Üç defa Allah'a hamd ederdi. Her hamdin sonunda biraz duraklar, sonra şöyle devam ederdi: — Allah'a hamdim yaratılmışlarm sayısı kadar çok olsun. Arş'ın süsü kadar hoş olmalı... Hak öz varlığından hoşnut olduğu gibi beğenilmeli. Kelimelerin mürekkebi kadar yaygın, bilgi sonsuzluğu kadar çok olmalı. Doğan, yaşayan ve ölenler kadar sürekli ve devamlı olsun. O gaybı bilir. Hazır olanlar da bilgisi dışında kalamazlar. Rahmân ve Rahîm olan O'dur. Mülke sahip O'dur. Tek olan O'dur. O, Aziz'dir, Hakim'dir. Allâh'tan başka ilâh olmadığma şahadet ederim. O'na eş olamaz. Mülk O'nun, hamd O'nun... O öldürür; O diriltir. O, diridir, ölmez. Hayır O'nun elindedir. O'nun gücü her şeye yeter Yolculuk O'nda biter, Muhammed (S.A.) O'nun peygamberidir. Buna da şahadet ederim. Hak Teâlâ onu, hidâyet ve Hak dinle gönderdi. Hakk'a şirk koşanlar getirdiği dinden yüz çevirseler bile, onu bütün dinlere üstün kılar. Allahım, Peygamberine salât eyle, âline de eyle. îmamı, ümmeti, çobanı ve sürüyü koru. Hayırlı işlerde kalblerini birleştir. Birinin şerrinin diğerine geçmesini önle. Allahım, içimizde gizli tuttuğumuzu bilirsin. Yaramaz hâlimizi, yarar hâle getir. İhtiyaçlarımızı bilen Sensin, yerine getir. Hatalarımız Sana malûm, bağışla. Ayıplarımız Senden saklı olamaz, başkaları görmesin, ört. Yasak etitiğin işleri bize gösterme. Emrettiğin şeyleri bize kaybettirme. Zikrini bize unutturma. Mekrinden bizi emin kıl. Senden başkasına avuç açtırma. Bizi gafil kimselerden eyleme... Allahım, doğru yolumuzu bize ilham et. Nefsin şerrinden Sana sığınmayı öğret. Seninle olalım, sivâyı bırakalım, bunu nasib eyle. Bizi, Senden ayırmaya kalkan her şeyle aramıza perdeler ger. Seni analım, şükredelim, iyi kulluk edelim; gönlümüze bunları ilham eyle. (Sağa dönerek) «Allah'tan başka ilâh yoktur,* kelâmı O'nun arzusudur. Bizim için, ne güç, ne de kuvvet var. Ancak, Allah'ın (C.C.) kuvveti ile... O yücedir, azîmdir. (öne dönerek) aynı cümleleri tekrar ederdî. Sonra (sola dönerek) aynı cümleleri okurdu.. Daha sonra devam ederdi. — Içimizde saklıları açığa vurma. Perdelerimizi yırtma. Yaptığımız hatalı işlerle bizi muahaze etme, Gafletle öldürme. Keremine güvendiğimiz için, sorguya çekme. Unuttuğumuzu sorma. Hatamızı yüzümüze vurma. Bizden öncekilere verdiğin yüklü vazifeyi bize verme. Rabbimiz, güçlü olmadığımız şeyi bize yükleme. Bizi affeyle, mağfiret eyle, rahmetini ver. Mevlâmız sensin; küfür topluluğn için bize yardım et... Bu duâdan sonra konuşmaya başlardı. Ne konuşacağını düşünmezdî. Konuşmalannın pek azında hadîs metinlerini okurdu. Bir veya birkaç kere geçmiş büyüklerin hikmetli sözlerini söylerdi. Söylediğini de çok kere teberrüken konuşmanın başına getirirdi. Konuşmaya mevzu yaparken, dersleri o mevzu üzerine bitirirdi. Her meclis, hoşlukla başlar, yine öyle biterdi.
(Not: Bu kısım 28'ncı Meclis'in sonudur.)

Abdulkadir Geylani Hazretleri(k.s.)