18 Kasım 2009 Çarşamba

Bana bir sır söyle..

Biri geldi, «Bana bir sır söyle,» dedi. Cevap verdim: Ben sana sır söyleyemem. Ben sırrı öyle birisine söylerim ki, onu kendi benliğinde değil, kendimi onun benliğinde göreyim. Kendi sırrımı kendime söylemiş olurum. Ama ben sende kendimi göremiyorum. Sende başkalarını görüyorum. Bir kimsenin yanına gelen başka bir kimse üç ihtimalin dışında değildir. Ya müriddir ya dostluk için gelmiştir, yahut da kendi ululuğunu göstermek ister. Sen bu üç türlü ziyaretçiden hangisisin? Nihayet falanın yanına gitmeyecek misin? «Benim nasıl bir insan olduğum sizce belli midir?» dedi. «Evet belüdir, onu sende görüyorum. O sendedir, ama ben sende değilim, çünkü sendeki benlik ben değilim,» dedim. Bana dedi ki: «Mert odur ki, içinde ne varsa dışı da öyle görünsün.» Benim içim dışım hep bir renktedir. Bu cihet eğer açıklanır ve bende velilik ve hikmetler olduğu bilinirse bütün cihan tek renkli olur. Kılıç kalmaz, kahır ve zulüm kalmazdı. Ama alemin böyle olması Allah'ın kanunu değildir. Uzun söz burada kısaldı. Bu sözün mânası şudur: Benim dış yüzüm iç yüzümün dışarıya vurmuş olan rengidir. Şu hale göre bu âlem var olmasaydı yerinde başka bir âlem olurdu.

Makalat-ı Şems