24 Şubat 2011 Perşembe

Tâ ki Rabbine hüsn-ü zan ile kavuşasın. . .

Muhiddin-i Arabî (r.a.) buyuruyor:

Nerede öleceğini, ne vakit ruhunu vereceğini bilemezsin...
Onun için Rabbine her hâlinde hüsn-ü zan et. Sû-i zan etme.
Tâ ki Rabbine hüsn-ü zan ile kavuşasın. . .
Hadis-i Kudsî’de buyurur:
“Ben kulumun zannı üzereyim. Bana karşı hayır zan’da bulunsun.” Bu haber bir vakit ile takyid buyrulmamıştır.
Hatta zannın ilim derecesine çıkar! . .
De ki: “Rabbim affeder, mağfiret eder.
Günahlarımdan beni temizler!”
Günahkârlara :
“Rahmetinden ümidinizi kesmeyin; çünkü Rabbiniz bütün günahları yargılar.”
Bu âyet’tir.
Bir kavl-i şerifte hiç bir günah tahdid edilmeden mağfiret beyan buyrulmuş, bir de cemian ile te’kid edilmiştir.
ALLAH’ın Rahmeti gazabına galiptir.
Günahkârlara da kulum diye şeref bahşetmesi ne büyük lütf-u İlâhidir.
“Kul” kelimesi HAKK namına kelâm eden, konuşan demektir.
ALLAH’ımıza hudutsuz şükürler olsun! . .