21 Nisan 2011 Perşembe

Edeb /Güzel Ahlak/s.a.v.

“Kıyâmet gününde mü’min kulun terazisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz. Allâh Teâlâ çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseden nefret eder.” (Tirmizî, Birr, 62/2002)


Rasûlullâh (sav) ile devamlı berâber olanlar arasında bile, edeblerinden dolayı O’nun nûr cemâlini doyasıya seyredebilenler pek azdı. Hattâ, sohbet hâlinde iken, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer dışındaki ashâbın hep önlerine baktıkları, Hz. Peygamber’le sadece bu iki sahâbînin gözgöze gelebildikleri rivâyet edilir. Onlar Muhterem Efendimiz’e bakıp tebessüm ederler, Fahr-i Kâinât Efendimiz de onlara iltifat edip tebessüm buyururdu. (Tirmizî, Menâkıb, 16/3668)

Bu durumu, daha sonra Mısır fâtihi ünvânı ile tarihe geçen Amr bin Âs (ra) âhir ömründe şöyle dile getirmiştir:

“Rasûlullâh Efendimiz’le uzun zaman birlikte bulundum. Fakat O’nun huzûrunda duyduğum hayâ hissi ve O’na karşı beslediğim tâzim duygusu sebebiyle, başımı kaldırıp da doya doya mübârek ve nûrlu yüzlerini seyredemedim. Eğer bugün bana; Bize Rasûlullâh’ı tavsîf et, O’nu anlat.” deseler, inanın anlatamam.” (Müslim, Îmân, 192)

s.a.v.