6 Nisan 2011 Çarşamba

O'nun reyini, tedbirini görünce, kendi eğri büğrü tedbirimi fırlattım attım

Senin güzel yüzünü gördüğümden beri halka gözlerimi kapadım. Herkesi, her şeyi görmez oldum. Güzelliğinin lütufları ile, bağışları ile mest oldum, kendimden geçtim, can verdim.
O'nun reyini, tedbirini görünce, kendi eğri büğrü tedbirimi fırlattım attım, onun "ney"i oldum, O'nun dudağında feryada başladım.
O elimi tutmuş, ben ise kör gibi O'nun elini arayıp durmadayım. Ben O'nun elindeyim, işin farkında değilim de yabancılardan, O'ndan haberi olmayanlardan O'nu soruyorum.
Sade dil idim, saftım, yahut mest idim, yahut da deliydim. Gönlümde bir şeyler yoktu. Korka korka kendi altınlarımdan kendim çalar dururdum.
Gönül bahçesinin etrafındaki duvarın yıkık yerinden hırsızlar gibi kendi bahçeme girdim, kendi gül bahçemden yaseminler devşirdim.
Ayın nuru da, yıldızların nuru da Tebrizli Şems'tir. Ben onun ayrılık gamından ağlar, inlersem, bayram ayına dönerim.

Mevlana Celaleddin Rumi(k.s.)