6 Nisan 2011 Çarşamba

Ey samimi dostum!soruyu sorduğun kişinin halinin şahitliğine bakman bir gerekliliktir.

Bir kere soruyu soran kişi, meselenin makamını, ölçüsünü ve nereden kaynaklandığını bilmek durumundadır. Ayrıca varlık huzurlarında pay sahibi olmalıdır. Soru sorulan kişinin değerini, bu soru karşısındaki makamını bilmekle yükümlüdür. Eğer soruyu soran kişi, sorulanın soru ile ilgili halini müşahede ederse, o zaman soruyu sormalıdır. Ki mümkün olursa eğer konuşma esnasında sözü ile hali uyumlu olsun. Çünkü bizim tarikatımızda kesin olarak bilinen bir husus vardır: Kişi bu yolun makamlarından bir şey tattığı, bu makamlarla bağlantılı olarak bir huyla ahlaklandığı zaman, bunun onun zahiri üzerinde etkili olması kaçınılmazdır. Bu etkiye halin şahitliği adı verilir.İtimat edilen sahih kanıt budur, fesahat veya bağırıp çağırma değil. Sebeplerin tamamen kesildiği durumlarda, kaderin akışı altında sükut ettiklerini, Allah'tan kendilerine gelen türlü belalar ve acı veren azaplar karşısında sevindiklerini ve hiçbir şekilde değişime uğramadıklarını görmüyor muyuz? İşte halin şahitliği budur. Bu onlar açısından Allah'ın muradına razı olmaya, teslimiyet göstermeye dair yakin derecesinde bir kanıt hükmündedir.
İster ilahi hüküm onlar açısından kötü tezahür etsin, ister sevindirsin, ister fayda versin, ister zarar dokundursun, fark etmez. Onlar söyleyen kişiyi fiil halinde müşahede ederler ve güzellikten başka bir şey görmezler. Bu yüzden bu tarikattaki her insanın konuştuğunu görüyoruz, ama vasfettiği-ni görmüyoruz. Ey samimi dostum! Senin için - sana karşı benden bir sui edep gibi görünse de, aslından benden sana bir azarlama ve gayret göstergesidir- ki soruyu sorduğun kişinin halinin şahitliğine bakman bir gerekliliktir. Eğer onun hali sana, soruyla ilgili bu makamlarda derinleştiğini, ama konuşmadığını gösteriyorsa, mazereti kabul edilir ve halinin şahitliği yeterince açıklayıcıdır. Eğer bundan farklı bir halde ise ve sen sorulmaması gereken birine soru sormuşsan, pişmanlık duyup istiğfar etmen gerekir. Yaptığın bu işten tevbe etmen lazım gelir. Düştüğün çukurdan çıkmak için Allah'a yalvar.


Muhyiddin ibn Arabi(r.a.)