5 Mart 2011 Cumartesi

ümame (r.anha)

Kazâ Umresi dönüşü, Rasûlullah (sav) Mekke’den çıkarken, Hz. Hamza’nın kızı Ümâme (ranhâ) peşine takıldı ve:

“–Amcacığım, amcacığım!” diye seslendi. Hz. Ali onu alıp elinden tuttu ve Fâtıma (ranhâ)’ya:

“–Amcanın kızını yanına al!” dedi. Medîn...e’ye gelince Ümâme’ye bakma husûsunda Hz. Ali, Zeyd ve Câfer ihtilâfa düştüler. Hz. Ali:

“–O benim amcamın kızıdır! Ona ben bakmalıyım.” diyordu.

Câfer (ra):

“–O hem amcamın kızı, hem de ben onun teyzesi ile evliyim!” diyordu.

Zeyd de:

“–O benim kardeşimin kızıdır!” diyordu. (Rasûl-i Ekrem Efendimiz onu Hamza (ra) ile kardeş yapmıştı.)

Rasûlullah (sav), Ümâme’nin, teyzesinin yanında kalmasına hükmetti ve:

“–Teyze, anne makâmındadır!” buyurdu. Ardından Hz. Ali (ra)’a yönelerek:

“–Sen bendensin, ben de sendenim!”

Câfer (ra)’a dönerek:

“–Yaratılışın ve huyun bana ne kadar da benziyor.”

Zeyd (ra)’a dönerek de:

“–Sen bizim hem kardeşimiz, hem de mevlâmız (âzatlımız)sın!” buyurdu. Böylece her birine ayrı ayrı iltifat ederek gönüllerini aldı. (Buhârî, Meğâzî 43, Sulh 6, Umre 3; Müslim, Cihâd 90; Ebû Dâvûd, Talâk 35)