29 Ekim 2009 Perşembe

Sünneti Seniyyeye Uymak..

Bu mektûb, sofî Kurbana yazýlmýþ olup Peygamberlerin en üstünü olan Muhammed aleyhisselâma uymaða teþvîk eylemekdedir:
Cenâb-ý Hak, hepimizi, dünyâ ve âhýretin efendisi ve bütün insanlarýn her bakýmdan en yükseði ve en iyisi olan, Muhammed Mustafâya ?sallallahü aleyhi ve sellem" tâbi' olmak se'âdetiyle þereflendirsin! Çünki cenâb-ý Hak, Ona tâbi' olmaðý, Ona uymaðý çok sever. Ona uymanýn ufak bir zerresi, bütün dünyâ lezzetlerinden ve bütün âhýret ni'metlerinden dahâ üstündür. Hakîkî üstünlük, Onun sünnet-i seniyyesine tâbi' olmakdýr ve insânlýk þerefi ve meziyyeti, Onun islâmiyyetine uymakdýr. [(Sünnet) kelimesi, üç ayrý ma'nâya gelir. Burada, islâmiyyet demekdir.]
Meselâ, Ona uyan bir kimsenin, gün ortasýnda bir parça uyumasý, ona uymaksýzýn, birçok geceleri ibâdetle geçirmekden, kat kat dahâ kýymetlidir. Çünki (Kaylûle etmek) ya'nî öðleden önce biraz yatmak, âdet-i þerîfesi idi. Meselâ, Onun dîninin emr etdiði için, bayram günü oruc tutmamak ve yiyip içmek, Onun yolunda bulunmayýp senelerce tutulan oruclardan dahâ kýymetlidir. Ýslâmiyyetin emri ile fakîre verilen az bir þey ki, buna zekât denir, kendi arzûsu ile, dað kadar altýn sadaka vermekden dahâ efdaldir. Emîr-ül-mü'minîn Ömer ?radýyallahü anh", bir sabâh nemâzýný cemâ'at ile kýldýkdan sonra, cemâ'ate bakýp, bir kimseyi göremeyince sordu: Eshâbý dediler ki, (Geceleri sabâha kadar ibâdet ediyor. Belki þimdi uyku basdýrmýþdýr). Emîr-ül-mü'minîn buyurdu ki, (Keþki bütün gece uyuyup da, sabâh nemâzýný cemâ'at ile kýlsaydý, dahâ iyi olurdu). Ýslâmiyyetden sapýtmýþ olanlar, sýkýntý çekip ve mücâhede edip, nefslerini ve kötü arzûlarýný körletiyor ise de, bu dîne uygun yapmadýklarýndan kýymetsizdir ve hakîrdir. Eðer bu çalýþmalarýna ücret hâsýl olursa, dünyâda birkaç menfe'atden ibâret kalýr. Hâlbuki, dünyânýn hepsinin kýymeti ve ehemmiyyeti nedir ki, bunun birkaçýnýn i'tibârý olsun. Bunlar, meselâ çöpçüye benzer ki, çöpçüler herkesden dahâ çok çalýþýr ve yorulur. Ücretleri de herkesden aþaðýdýr. Ýslâmiyyete tâbi' olanlar ise, latîf cevâhir ve kýymetli elmaslar ile meþgûl olan mücevherciler gibidir. Bunlarýn iþi az, kazançlarý pek çokdur. Ba'zan bir sâatlik çalýþmalarý, yüzbinlerle senenin kazancýný hâsýl eder. Bunun sebebi þudur ki, islâmiyyete uygun olan amel, Hak teâlânýn makbûlüdür, mardîsidir, çok beðenir.
Ýslâmiyyete uymýyan þeylerin hiçbirisini Hak teâlâ sevmez, beðenmez. Sevilmeyen, beðenilmeyen þeye sevâb verilir mi? Belki cezâya sebeb olur. Bu incelik, dünyâ iþlerinde de vardýr. Biraz düþünülürse anlaþýlýr. O hâlde, se'âdet-i ebediyyeyi ele geçirten sermâye, Peygamberimizin ?sallallahü aleyhi ve sellem" dînine yapýþmakdýr. Bütün zarar ve fesâdlarýn baþý, islâmiyyetden ayrýlmakdýr. Vesselâm.

imam rabbani hazretleri
114.mektup