16 Aralık 2009 Çarşamba

(İctibâ) yolu /(İnâbe) yolu

Bu yolun sâliklerinden birçoğu, güc riyâzetler ve ağır mücâhedeler çekerek, zıllerden bir zılle kavuşdukları zemân, güc riyâzetler ve ağır mücâhedelerle aranılana kavuşulur diyorlar. Bundan dahâ kısa, başka bir yolun bulunduğu ve nihâyetin nihâyetine kavuşdurduğunu bilmiyorlar. Allahü teâlâ ihsân ve ikrâm ederek seçdiği kulunu bu yolla kavuşdurur. Onun için bu yola (İctibâ) yolu denir. Onların seçdikleri ve mücâhede çekdikleri yola (İnâbe) yolu denir. İnâbe yolundan kavuşanlar pekazdır. İctibâ yolundan kavuşanlar pek çokdur. Peygamberlerin hepsi ?aleyhimüssalevâtü vetteslîmât", İctibâ yolundan gitdiler. Peygamberlerin Eshâbı da, onlara uydukları için, vâris olarak, ictibâ yolu ile vâsıl oldular. İctibâ yolunda riyâzetler çekmek, kavuşmak ni'metine şükr etmek içindir. Resûlullah ?sallallahü aleyhi ve sellem" efendimize birisi sordu: (Geçmişdeki ve gelecekdeki günâhlarınızın hepsi afv ve magfiret olunmuş iken, niçin bu kadar riyâzetler çekiyorsunuz?) Cevâbında: (Şükr edici kul olmayayım mı?) buyurdu. İnâbet yolunda gidenlerin mücâhedeleri ise, kavuşabilmek içindir. Aralarındaki farkı düşününüz! (İctibâ yolu), çekip götürmek yoludur. (İnâbet yolu) ise, gitmek yoludur. Götürmek ile gitmek arasındaki fark, pek büyükdür. Çabuk çekerler ve çok uzaklara kavuşdururlar. Yavaş giderler ve yolda kalırlar. Behâüddîn-i Buhârî ?kuddise sirruh" hazretleri, (Biz ihsân olunmuşlardanız!) buyurdu. Evet, ihsân edilmemiş olsa, başkalarının nihâyeti, bunların bidâyetinde nasıl yerleşdirilmiş olur? Bu, Allahü teâlânın öyle bir ihsânıdır ki, dilediğine verir. Allahü teâlâ, büyük ihsân sâhibidir.

Yine sözümüze dönelim. Bu fakîr, yüksek hocama ?kuddise sirruhümâ" yazdığım mektûblardan birinde, bütün istediklerim ortadan kalkmışdır. Fekat, isteğin kendisi dahâ yerindedir, demişdim. Bir zemân sonra, bu isteğin de, istenilen şeyler gibi yok olduğunu bildirmişdim. Hak teâlâ, Peygamberlerine vâris yapmakla şereflendirince ?aleyhimüssalevâtü vetteslîmât" irâdenin kötü şeylere bağlanmasının yok olduğunu anladım. İrâdenin kendisi yok olmamışdı. İrâdenin kötü şeylere bağlanmasının yok olması için önce kendisinin yok olması lâzım gelmez. Çok olur ki, yalnız Allahü teâlânın lutfü ve ihsânı ile öyle şeylere kavuşulur ki, uğraşmakla ve sıkıntılar çekmekle, bunun onda biri elde edilemez.

imam rabbani hazretleri (k.s.)
mektup 302 den.