10 Aralık 2009 Perşembe

tecelli-i Zati ve tecelli-i Sıfat

O Serverin "aleyhissalâtü vesselâm" izinde gidenlerin büyükleri, Ona uydukları için, Onun için olan Tecellî-i zâtîden pay alırlar. Başka Peygamberlere ise "alâ nebiyyinâ ve aleyhimüssalevâtü vetteslîmât" Tecellî-i sıfât vardır. Tecellî-i zât, Tecellî-i sıfâtdan dahâ şereflidir. Fekat, şunu da bilmelidir ki, Peygamberlere "alâ nebiyyinâ ve aleyhimüssalevâtü vetteslîmât" Tecellî-i sıfâtda, kurb mertebeleri hâsıl olmakdadır. Bu ümmetin büyüklerine, Tecellî-i zâtdan bir pay düşdüğü hâlde, bu mertebeler hâsıl olmaz. Bunun benzeri şöyledir ki, bir kimse, güneşe âşık olarak, güneşe doğru yükselse ve yaklaşsa, güneşle arasında ince bir perdeden başka uzaklık kalmasa, başka birisi de, güneşi çok sevse, fekat ona yaklaşmasa, güneşle arasında hiçbir perde olmasa, birincinin güneşe dahâ yakın olduğu ve onun üstünlüğünü dahâ iyi anlıyacağı meydândadır. Dahâ yakın olan ve ma'rifeti dahâ çok olan, elbette dahâ üstündür. Bunun içindir ki, ümmetlerin en hayrlısı olan bu ümmetin Evliyâsından hiçbiri "rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma'în" Peygamberleri "aleyhimüssalevâtü vetteslîmât" en üstün ise de, hiçbir Peygamberin derecesine yetişemez. Bu Velîye, kendi Peygamberini en üstün yapan üstünlüklerden, Ona uyduğu için, verilmiş ise de, Peygamberler, her bakımdan üstündürler. Evliyâ, artık toplayıcıdırlar. Sözümüz burada temâm oldu. Bundan dolayı ve bütün ni'metlerinden dolayı, Allahü teâlâya hamd olsun! Peygamberlerin en üstününe ve hepsine ve mukarreb meleklere ve Sıddîklara ve şehîdlere ve sâlihlere salât ve selâm olsun!

imam rabbani hazretleri
(k.s.)
mektup 287 den.